Fatma Başar. Blogger tarafından desteklenmektedir.
  • Ana Sayfa
  • Kitap Yorumları
  • İletişim/Contact
Goodreads Instagram Twitter Tumblr Spotify Soundcloud

Kitap Sayfaları



Hani bazen çok fazla sevdiğiniz bir kitap olur ve onu nasıl yorumlayacağınızı, önereceğinizi bilemezsiniz ya, ha işte tam olarak öyle bir kitabın yorumuyla karşınızdayım. Öhüm! Sadece okuyun, diyerek kaçabilirim şuan....

"Olağanüstü başlayan bir olayın gene olağanüstü bitmesi gerekir."

Zamanımızın Bir Kahramanı, İletişim Yayınları'ndan çıkmış ve benim de ilk defa yazarıyla tanışma fırsatı elde ettiğim bir roman. Yazarların Rus olmasından mıdır nedir, hiç kötü bir kitap okumamışımdır. Rusların roman yazmak için ayrı bir becerisi var sanırım. Lermontov, Zamanımızın Bir Kahramanı'nda bize bir hikaye anlatıyor, fakat bu hikayenin içinde de bir hikaye mevcut. İlk olarak kitaba başladığım zaman kafamın çok fazla dağıldığını söyleyebilirim. Çok fazla Rus isimleri görmeye alışık olmayınca, eh bir de bahsettiğim hikaye içinde hikaye olması sebebiyle, bana yardımcı olması için küçük bir deftere karakter tablosu çizmem gerekti. Aslında Suç ve Ceza gibi çok fazla karakter yoktu, bunu da belirtmem gerek. Zira yanlış anlaşılmak istemeyiz.

İlk sayfada bir anlatıcı ve yanında da muhabbet ettiği ve ikinci hikayemizi anlatan Maksim Maksimiç yer alıyor. Bu ikilinin sohbetinden yola çıkarak Maksim Maksimiç'in asıl adamımız olan Grigoriy Aleksandroviç ile geçmişte karşılaşmalarını ve onunla olan anılarına yolculuk ediyoruz. Ben hikayeyi iki kısıma ayırma gereği duyuyorum. İlk kısımda Maksim Maksimiç'in Grigoriy ile olan anısına değinirken, ikinci kısımda ise Grigoriy'in günlüğünü alan Maksim Maksimiç'in yayınlamasıyla okuyucuya sunduğu bölüm yer alıyor.

İlk kısımdaki hikaye ile sadece bitirseydi yazarımız, oldukça beğenirdim. Fakat ikinci kısıma geldiğimizde tamamen değişen ve romanın günlük formatına dönmesini biraz garip bulduğumu dile getirmeliyim. Hatta okurken ikinci kısma gerek var mıydı diye düşündüm. Lermontov ise eğer konuşabilseydi bana sus ve okumaya devam et derdi muhtemelen. Ki iyi ki de öyle yapmışım, çünkü ilk kısımda anlatılan Grigoriy nam-ı değer Peçorin'in o kaba ve anlaşılmak imajı daha da çeşitleniyor. Karakteri okurken hayatımda tanıdığım birine de çok fazla benzerlikleri olduğunu düşünerek okumaya devam ettim açıkçası.
Peçorin, girdiği ortamlarda çok fazla kaba olan ve insanlarla olan muhabbetlerini bir şekilde mutlaka üstün gelmeye çalışan, ama aynı zamanda da oldukça zeki ve uyanık olan bir asker. Kendi sözleriyle hayatında sadece iki kadın etki etmiş. Birini ilk kısımdaki hikayede okuyoruz. Burada şunu da ifade etmem gerekiyor. İlk kısımdaki zamanı okurken, ikinci kısımda olanlar çoktan geçmiş, bitmiş anılardan oluşuyor. O yüzden Peçorin'in Bela ile ilk kısımda tanışması ve ardındaki acı sondan sonra aslında Peçorin'i anlamlandırmamız bir miktar zor oluyor. Kötü bir karakter diyemeyiz, fakat çok farklı kişiliğiyle oldukça okunası olduğunu düşünüyorum.

İkinci kısımda Peçorin'in sevdiği kadınla tanışıyoruz. Vera, Peçorin ile tutku dolu bir aşk yaşamış, fakat bunu evlilikle bağlayamamışlar. Vera ile aşklarını okurken aynı zamanda da prenses Meri ile de flörtleşmesini de okuyoruz. Meri aslında tamamen farklı bir durumda Peçorin ile tanışıyor. Kitabın sonlarına doğru bu ikilinin nasıl bir ilişki içinde kaldığını göreceksiniz.

Lermontov, hikaye içinde hikaye anlatımıyla aynı zamanda da günlük türünü de kitabın içine yedirmesiyle okuyucuya çok fazla şey vaat ediyor ve bunu başarıyla yaptığını düşünüyorum. Romanın akıcı işleyişi ile ve oluşturulan karakterin merakla beklenen hamleleriyle, beni benden aldı. Yeni bir yazar olması ve üslup farklarını bir kenara attığımda hikayenin sadece özü bile Lermontov okumaya devam etmem için yeterli. Mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum. Özellikle de eylül ayı için çok güzel bir deneyim olabilir. Soğuk ayların kitabı kesinlikle.

Fatma
Share
Tweet
Pin
Share
12 yorum

Uzun zamandır bu ay sonu rapor yazılarını yazmıyordum. Sanırım en son 2018'in temmuz ayındaki yazı ile buluşmuşsunuz. Umarım özlemişsinizdir, çünkü ben bu yazıları yazmayı iple çekiyorum. Her ayın sonunda ay içerisinde 30 günde yani 4 haftada neler yaptığımı görmek kendimi değerlendirmeme sebep oluyor. Ona göre sonraki ay için bir seyir izleyebiliyorum.

Ağustos ayına şöyle bir baktığımda oldukça yorucu ve aşırı sıcak geçen birkaç günü temsil ediyor. Hiçbir iş yapmıyorken bile sadece sıcak havanın etkisiyle kendinizi yorgun ve bitkin hissedebiliyordunuz. Bu yüzden sürekli erken kalkmaya çalıştım. Neden erken kalkmak istedim? Asında bu çok basit. Birçok yerde de duyduğunuza eminim. Güneşten erken kalktığınızda daha fazla enerjik oluyor ve aynı zamanda da gününüzü daha verimli kullanabiliyorsunuz. Benim için bulunmaz bir nimet. Fakat gel gelelim bu erken kalkma olayında başarılı olamadım. Birkaç gün bunu yapabilsem bile geri kalan zamanlarda pek geç olmasa bile istediğim zamanda kalkamadım. O yüzden eylül ayı için ilk temennim erken kalkmaya alış.

Yeni mezun olan her insan gibi bende de içimde garip bir boşluk hüküm sürdü diyebilirim. Ağustos hem Kpss sınavı sonucunu beklediğim hem de kariyerime nasıl ve ne şekilde devam etmeyi düşündüğüm bir ay. Kafamda birkaç olasılık oluşmasına rağmen hala belli bir zamana ihtiyacımın olduğu kanısındayım. Eylül ayının sonlarına doğru sanırım tam olarak olmak istediğim yolda olacağım. Umarım.

Ağustos ayında kitap okumayı da ihmal etmedim. Aslında reading slump (okuyamama durumu) içinde olduğum zamanlara tekabül ettiğinden oldukça zor bir ay geçirdiğimi söyleyebilirim. Bloga ara vermemin birkaç nedeninden biri de reading slump'tı zaten. O yüzden bu durumun peşimi bırakması için özenle seçtiğim kitapları okudum. Toplamda 3 kitap okumuşum. Bu kitapların ikisi Goodreads okuma grubundaki aylık seçilen kitaplar oldu. Reading slump'tan çıkmanın birinci formülü yalnız kitap okumayın! Evet, özellikle bir grup seçebilir yahut arkadaşlarınızla ortak bir kitap belirleyip bu durumu minimuma indirebilirsiniz. Ben de öyle yaptım. Sonuç kesinlikle tatmin edici oldu. İki kitap da benim çok severek okuduğum, hatta bir tanesini blogumda yorumunu yazdığım bir kitap. Okuduğum 3 kitap ise şöyle;



  • Tatar Çölü, Dino Buzzati || Kitap İncelemesi 4.5/5
  • Gemina, Amie Kaufman & Jay Kristoff || Kitap İncelemesi 5/5
  • Zamanımızın Bir Kahramanı, Lermontov || Kitap İncelemesi 4.8/5
Aynı zamanda bloga verimli olacağını düşündüğüm içerik yazıları da paylaşmaya karar verdiğim bir ay oldu.  Bu yazıları hazırlama isteğim aslında şöyle bir ihtiyaçtan geliyor: kendim için faydalı olacağını düşündüğüm konular yahut programlar, yöntemleri araştırıyorum. Bazen bulmakta da zorlanıyorum fakat uzun uğraşlar sonunda edindiğim bu bilgiler bir yerden sonra sadece benim işime değil sizlerin de işine yaramasını istediğim için bu tarz bir yazı formatına da geçmiş oldum. Sözün özü artık blogda sadece kitap yorumları olmayacak. Artık kitaplar dışında verimli olabileceğini düşündüğüm yararlı yazıları da okuyabileceksiniz. Ağustos ayında yazdığım 2 tane verimli yazı içeriğim şöyle oldu;

  • 6 Maddede Kitap Listesi Hazırlama 
  • Podcast Önerileri & İngilizce Geliştirmede Podcast

Bunların dışında ise öncesinde okuduğum ve yorumlarını yazdığım kitaplar mevcuttu. Fakat bunları blogda taslak olarak beklemekteydi. Ben de bu bekleyen yorumların üzerinden bir kez daha geçerek yayına açtım. Bu yorumlar ise şöyle;

  • İki Sevgili Şark ve Garp || Fatih Harbiye, Peyami Safa
  • Doppler, Erlend Loe || Kitap Yorumu
Bloguma geri döndüğümde ilk olarak güzel bir blog ziyaretleri yapmaya giriştim. Yeni bloglar keşfettim ve çok güzel bir etkinliği de paylaştım. Yazılarını ve blogunu çok çok sevdiğim blogları da şöyle paylaşmak istiyorum. 

  • Edischar
  • Şemsiyenin Altındaki Kız
  • Taha Akkurt
  • Pastelden
  • Belle'nin Kütüphanesi
  • Bir Kare Mavi
  • Okuyan Muggle
Vee asıl haber ise sanırım çok çok önce duyurmam gereken bir haberdi bu ama geç oldu. Bende özel olarak paylaşmak yerine burada aklıma gelmişken paylaşmak istediğim bir haber.... Eslem ve Ecrin ile yeni bir blog açtık! 3 Kore dizisi sever olarak neden olmasın diyerek başlattığımız bu yepyeni bloga sizi de beklerim. İsmi "Kore Dizisi Mi?". Kore dizileri, filmleri ve haberleri ile bunların yorumlarını bulabileceğiniz büyük bir arşiv oluşturmayı düşünüyoruz. Oldukça yeni olan blogumuzu ziyaret edip takip ederseniz bizleri çok sevindirirsiniz. Umarım bu blogda da başarılı paylaşımlara imza atabiliriz. 


Ağustos ayında izlediğim dizilere de ufaktan bir deyinmeden geçmemek gerek. İlk olarak bir anime olan Dororo'ya başladım. 24 bölümlü olan bu animeyi daha sonra kore dizilerine vakit ayırdığım için biraz boşladım. Ama devam edeceğim. Daha sonra İngilizcemi geliştirmek için Friends'e başladım. Fakat o kadar komik ki sanırım Türkçe altyazılı izlemeye başlayacağım. Daha önceden izlememiş olduğum için biraz kendime sitemliyim, fakat geç olsun güç olmasın efenim. Kore dizilerinden ise bu ayın favorisi Be Melodramatic'i izledim. Yan blogda bölüm bölüm yorumluyoruz. Bakmayı unutmayın. Bir diğer kore dizisi Hotel Del Luna. Ecrin'in bize ısrarla izlettirmeye çalıştığı ve daha sonrasında gerçekten de müptela olduğum bir dizi kendileri. Mutlaka bakın. Zaten duymamış olmanız imkansız. Son olarak da özellikle kahvaltı yaparken izlediğim Pokemon. Çocukken çokça izlerdim. Yine arkadaş özendirmesi ile Pokemon'a giriş yaptım. Ama 22 sezondan daha fazla olması biraz tırsmama neden oluyor. Bakalım hepsine yetişebilecek miyim, göreceğiz.

Benim ağustos ayım aşağı yukarı böyle geçti. Daha fazlası için şimdi eylül ayındayız. Siz neler yaptınız? Tavsiyeleriniz ve önerileriniz varsa yorum bırakmayı unutmayın. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere!

Sevgiler,
Fatma
Share
Tweet
Pin
Share
11 yorum
Newer Posts
Older Posts

Hakkımda

Fotoğrafım
Fatma Başar
Kitap bitirme sayısı artarken gözlük numarası da bundan nasibini almış, aynı zamanda da sıkı bir kdrama, anime izleyicisi,whovian ve son olarak da yeni mezun bir adet öğretmen adayı. Buralardaysanız muhabbet etmekten çekinmeyin. *.* kitapsayfalari@hotmail.com
Profilimin tamamını görüntüle

Bu Blogda Ara

İzleyiciler

Kitaplarımı Satıyorum!

Hunters Of Book

2019 Reading Challenge

2019 Reading Challenge
Fatma has read 0 books toward her goal of 30 books.
hide
0 of 30 (0%)
view books

Okuyorum

Son Kamelya
0 of 5 stars
Son Kamelya
by Sarah Jio
tagged: currently-reading
Doctor Who: Shada
0 of 5 stars
Doctor Who: Shada
by Gareth Roberts
tagged: currently-reading

goodreads.com

(GÜNCELLENDİ)

Kitaplığımdaki Kitapları Satıyorum!

Uzun zamandır aklımda olan ama bir türlü gercekleştiremediğim bir şeyi sonunda duyuruyorum sizlere. Kitap kurtlarının vaz geçilmez sorunu o...

NEWSLETTER

Çok Sevilenler

  • Son Nefes Havaya Karışmadan, Paul Kalanithi || Kitap Yorumu
    Webster aklını ölümle bozunca Görmüştü kurukafayı derinin altında; Ve dudaksız bir sırıtışla uzanmış yatan Göğüssüz yaratıkları toprağın ...
  • Kitap Yorumum : Çiftlik - Emily Mckay
    Bu kitabı aslında ilk olarak Kitab-ı Sevda blogunda duydum ve ilgimi çekti . Daha sonralar kitap alışverişimi yaparken bunu da sepeti...
  • Özgür olmak için neleri göze alırsınız? | Küller ve Kor, Sabaa Tahir
    Epik fantastik hikayesi ve son derece tahmin edilemez karakterleriyle Küller ve Kor Ember Quartet serisinin ilk kitabı. Seriye nasıl başla...
  • Bugün Kendini Nasıl Hissediyorsun? | Daylio
    Bugün blog konseptimin dışında bir yazı ile karşınıza geçtim sevgili okur. Birkaç gündür kullanmakta olduğum ve bunu diğerleriyle de paylaşm...
  • Yaz Tatili Geldiyse Kitap Okuma Listenizi Hazırlayın!
    Herkese merhabalar! Özlemişim be... Yeni yazı girmeden bir tema değişikliğine gidiyim dedim. Nasıl olmuş? Şimdilik böyle kalsın bakalım. İle...

Arşiv

  • ▼  2019 (8)
    • ▼  Eylül (2)
      • Zamanımızın Bir Kahramanı, Mihail Yuryeviç Lermont...
      • Dört Hafta Bir Ay || Ağustos - 2019
    • ►  Ağustos (6)
  • ►  2018 (18)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Temmuz (4)
    • ►  Haziran (4)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (2)
    • ►  Ocak (4)
  • ►  2017 (17)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Eylül (2)
    • ►  Ağustos (5)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Şubat (4)
    • ►  Ocak (3)
  • ►  2016 (47)
    • ►  Aralık (5)
    • ►  Kasım (3)
    • ►  Ekim (3)
    • ►  Eylül (4)
    • ►  Ağustos (4)
    • ►  Temmuz (3)
    • ►  Haziran (6)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Şubat (5)
    • ►  Ocak (12)
  • ►  2015 (40)
    • ►  Aralık (4)
    • ►  Kasım (2)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (7)
    • ►  Ağustos (14)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Haziran (3)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Mart (2)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (3)
  • ►  2014 (43)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (5)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (13)
    • ►  Temmuz (8)
    • ►  Haziran (7)
    • ►  Mayıs (3)
    • ►  Şubat (3)
  • ►  2013 (168)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (4)
    • ►  Ekim (8)
    • ►  Eylül (10)
    • ►  Ağustos (22)
    • ►  Temmuz (19)
    • ►  Haziran (12)
    • ►  Mayıs (10)
    • ►  Nisan (16)
    • ►  Mart (21)
    • ►  Şubat (28)
    • ►  Ocak (16)
  • ►  2012 (145)
    • ►  Aralık (12)
    • ►  Kasım (12)
    • ►  Ekim (4)
    • ►  Eylül (16)
    • ►  Ağustos (28)
    • ►  Temmuz (18)
    • ►  Haziran (6)
    • ►  Mayıs (13)
    • ►  Nisan (11)
    • ►  Mart (7)
    • ►  Şubat (16)
    • ►  Ocak (2)

Created with by ThemeXpose